Mayıs ayının en çok ses getiren oyunlarından birisi Senua’s Saga Hellblade 2 oldu. Ninja Theory ilk Hellblade oyunu ile çok ses getirmiş, şizofren bir karakterin iç dünyasında yaptığımız gerilimi yüksek yolculuğu bizlere çok iyi yansıtmıştı. Oyunun ses tasarımları özellikle büyük beğeni almış, ilk oyun olmasından dolayı ve firmanın küçük bir firma olmasının da etkisiyle eleştirmenler oynanış ve oyun süresi gibi konularda firmaya eleştiri yapmak yerine küçük tavsiyeler verilmişti.
Bu başarılı, umut vaat eden oyun Microsoft tarafından da çok beğenilmiş, firmanın yeni oyunu geliştirmesi için Microsoft Game Studios devreye girmişti. Buraya kadar olan hikayeyi aşağı yukarı hepimiz biliyoruz. Tam 7 yıl boyunca arkasında Microsoft desteği ile geliştirilen Senua’s Saga Hellblade 2 nihayet Mayıs ayında çıktı. Lafı uzatmadan ama şöyleydi böyleydi demeden doğrudan oyun incelemesine geçmek istiyorum.
Gördüklerimiz, Duyduklarımız Gerçek Mi?
Oyun başladığı an itibari ile gerek sinematik giriş gerekse gameplay anında en dikkat çeken şey grafikler. Unreal Engine 5’in oyun ve film dünyası için bir nimet olduğunu bilmeyen yok. Başarısız bir deniz çıkarmasıyla başlayan oyunda ana karakterimiz ile yaralı şekilde sahile çıkıp engeller aşarak yaşayan birilerini bulmaya çalışıyoruz. Bu sırada göreceğiniz ışık yansımaları, kaplamalar ve modellemeler olağanüstü. Özellikle PC tarafında güçlü bir ekran kartıyla oyunu oynayan oyuncular bu detayların ne kadar iyi hazırlandığını daha iyi anlayacaktır. Ayrıca optimizasyonda gayet iyi yapılmış. FPS düşüşü vs gibi durumlarla karşılaşmadım. Ancak konsolda 30 Fps kilidi olması açıkçası biraz can sıkıcı. Özellikle Microsoft’un geliştirilmesinde ortak olduğu bir oyunu Xbox Series X cihazlarına 60 Fps olarak sunacağını düşünmüştüm.
Ses dizaynına bakacak olursak, yine tatmin edici seviyede tasarımlar olmuş. Kaliteli, temiz, gerçek dünyaya birebir uyumlu sesler oyunda çok iyi kullanılmış. Kesinlikle kulaklıkla oynanması gereken oyunlardan birisi zaten. Karakterimizin kafasının içindeki sesler bu oyunda da bizi yalnız bırakmıyor. Karakter seslendirmeleri gayet iyi, senkron kaymaları gözükmüyor. Grafik ve ses anlamında oyun 10 üzerinden 10 alacak bir oyun diyebiliriz ama… İşte ama noktasında işler maalesef epey bir değişiyor..
Yürüdüm, Yürüdüm Sonra Tekrar Yürüdüm..
Aslında başlıkta anlattığım gibi gelişti olaylar. Oyun muhteşem bir görsel şölenle başladı. Sonra Senua ile yürümeye başladım. Taştan atladım, yürüdüm. Sonra biraz daha yürüdüm. Senua yaralı olduğu için yavaş gidiyoruz sanırım dedim etrafın tadını çıkarmaya çalışarak biraz daha yürüdüm. sonra bir anda sinematik devreye girdi, saldırıya uğradım. Serbest bir combat yerine animasyona dayalı ilk oyundan aşina olduğumuz bir combat sistemi ile düşmanı dövdüm vs tabi sonucunda kılıç kazandım. Peki sonra? Sonra tekrar yürüdüm… Sonra yine sinematik devreye girdi düşmanlarla yine oyunun izin verdiği ölçüdeki combat sistemi ile dövüştüm. Hepsini dövdüm. Sonra ne oldu dersiniz? Yine yürüdüm.. Senua yaralı olduğu için değil gerçekten yavaş olduğu için ayıla bayıla yürüyormuş onu da anlamış oldum.
Bir süre sonra bu yürüme işi o kadar baymaya başlıyor ki grafik tasarımının sesin vs’nin hiç bir önemi kalmıyor. Uzun yürüyüşler sonunda Senua’nın alışkın olduğu kaotik köylerden birine vardık. Peki burda değişik bir şeyler gördük mü? Koca bir hayır. İlk oyunda ısrarla bunun düzelmesi lazım denilen bulmacalar aynı şekilde duruyor, sağda solda değişik değişik şekiller kovalıyoruz. Bunları yaparken de Senua yavaş yavaş yürümeye devam ediyor. Ama el insaf, en azından belli alanlarda şu karakteri hızlandırsaydınız. Bir yerden bir yere gitmek bu kadar zulüm olmamalı. Bunun sebebini şöyle görüyorum, oyunu o kadar dolduramamışlar ki bu denli ağır hareket etmeye bile beş buçuk saat gibi bir sürede oyun bitiyor. Bakın 7 yıldır geliştirilen bir oyun grafik ve ses tasarımı haricinde o kadar boş ki sırf oyun süresi uzasın diye karakter ağırlaştırılmış. Ne yaptınız arkadaşlar 7 sene boyunca ?
Peki Hikaye?
Hikayeye gelecek olursak Senua halkına eziyet eden köle tüccarlarından intikam almak için onların topraklarına gidiyor. Burda onlarla savaşacağı sırada aslında devlerin tüm adaya hakim olduğunu ve oradaki halkın bu devlerden kaçtığını öğreniyor. Devler gündüzleri dinlenirken geceleri ortaya çıkıyorlar. İş bu noktadan sonra devlerle mücadeleye geliyor ama bir saniye; ilk oyunda onca yaşadığımız şey Senua’nın kendi dünyasında yarattığı, kendi gerçekleri değil miydi? E şimdi bu dev olayı tamamen gerçek çünkü köy halkıda bizimle birlikte devlere karşı savaş veriyor. Devler madem gerçekti ilk oyunu neden hayal aleminde gibi yarattınız o zaman ? Bu ne yaman çelişki ? Neyse biz yürümeye devam edelim ve incelemenin artık sonlarına doğru gelelim.
Son Sözler
Senua’s Saga Hellblade 2 muazzam grafiklere sahip, yeni nesili dibine kadar hissettiren sinematik bir deneyim olmuş. Herkes tarafından yüzde yüz bir oyun olarak kabul edilir mi orası tartışma konusu. Çünkü oynanabilirlik ve serbest combat dediğimiz şeyler bu yapımda pek yok. Hikayeler arasındaki çarpıklığı saymazsak hikaye anlatımı, işlenişi de oldukça iyi. Kısa oyun süresi aslında çok büyük derinlikler barındırmadığının kanıtı keza bu süre boyunca bazı bulmacalarla vakit geçiriyorsunuz çoğunlukla da yürüyorsunuz. 7 senelik bir bekleyişin bende yarattığı hayal kırıklığının yanı sıra oynanışı hissedemem bu yapıma bir oyun gözüyle bakmamı engelliyor maalesef. Yeni bir devam oyunu gelir mi bilmiyorum ama bu denli yüksek beklentiler içerisinde olmayacağım kesin.